Sahi, ben öldüğümde okuduğum kitaplara ne olacak?

 H   E   R    Y   E   R     H   E   R    Y   E   R   D   E 


Kitabevleri kalabalık değil hastaneler kadar. Gözlerimin önünden film gibi geçen metinler teselli ediyor beni.

 Sahi, ben öldüğümde okuduğum kitaplara ne olacak.

Onca hatıra, akla gelir mi tekrar.  Boğazıma tıkalı cümleler, titrek ellerimden savrulan uykular ve sıçrayarak uyanmalar, hepsi karmakarışık.

Her şeyden habersiz, karşımda oturuyor. Kızamıyorum, ilaçlarını ben kullansam, ne halde olacağımı tahmin bile edemiyorum.

 İnsan çocuğundan korkar mı? Ah!
Tanımıyor ki beni canımın içi. Bir bilse, bir hatırlasa…
Günün neredeyse her vakti, manzara bu.
Sırtım sıvazlansa, etrafa saçılsam 

p a r ç a  p a r ç a .

 

ŞİMDİ BU CÜMLELERİN SONUNA GÜLTEN AKIN FALAN YAZSAM NE TUTULUR AMA?


Yüzümdeki esrik ifade, gün geçtikçe yontulan kalbim hayli yorgun. Bu narin duruş kimine göre çok güzel, ah ne kibar çocuğum ama değil mi?

Aklımdan geçenleri kâğıda dökme vaktim gelmiş dedikten sonra yazmaya başladım bunları, tıpkı Figen’in “şehre önce kuzeyden gireceksin” dediği gibi.

Sabah kahvaltılarını, uykusuz geceleri, kahkahan tavana yapışana kadar gülmeleri ve sebepsiz ağlamaları bile bile, başlangıçlar her daim sonlara gebe.

Pek tabii ben öldükten sonra okuyor olacak çok kimse, en azından buna inanarak, içimde ne var ne yok sonuna kadar anlatmak istiyorum bu defa.

Uzayıp kısalan saçlarımı, terleyip soğuyan tenimi, her şeyi ama her şeyi. Hiç utanmadan. Bir çırpıda anlatırım belki, kim bilir.

KRİSTAL KALEM ÖYKÜ ÖDÜLÜ

 2023 Edebiyatist Kristal Kalem Ödülü sonuçlandı


Bu yıl, ulusal düzeyde ve öykü dalında 2.si düzenlenen Edebiyatist Kristal Kalem Ödülü’nde finale kalan 25 öykü açıklandı.

1 Temmuz’da eser alımı tamamlanan yarışmada ön elemeyi geçen öyküler, Feridun Andaç, Defne Suman, Aysel Karaca, Fatma Burçak ve Bahar Yaka’dan oluşan jüri üyelerinin titiz değerlendirmesi sonucu ödüle hak kazandılar.

....



Bir ihtimal daha yok dediğim öykünün bin ihtimali vardı,  yol alışını izledik. Durduran bin şey olsun da okumak ve yazmak hiç eksik olmasın hayatımızdan.
Herkese çok teşekkürler…

YAŞAR ÜNİVERSİTESİ ŞİİR VE ÖYKÜ YARIŞMASI

 

Üniversitemizde bu yıl ikinci kez düzenlenen ve dereceye giren eser sahiplerinin ödüllendirildiği Yaşar Üniversitesi Şiir ve Öykü Yarışması’nda ödüle layık görülen eser sahiplerini daha yakından tanıyor, şiir ve öyküleri kendi seslerinden dinliyoruz.

Program dizisinin bu haftaki konuğu, yarışmaya “Her Yer Her Yerde” adlı öyküyle katılarak öykü kategorisinde 1. olan, Emrah Sağlam.

So long Գ

mesajını aldım.
Özlemle..

Uyuyunca bir ihtimal güzel bir rüya görüyorsun. İyi geliyor... Beni sana getiriyor.  Her şey çok yavaş gözüküyor, ama öyle değil. Hızla akıyor zaman. Dün duraksatıyor beni. Pencere kenarına çektim yatağımı, çiçeklere su verdim. Hep kötü olacak değil ya, bu defa aramızdaki mesafenin kederini dökelim gökyüzüne. Kim bilir seninle aynı uykunun eşiğinde terimiz karışır birbirine.

Sahi Buğra, bunlar da olmasa, nasıl katlanacağız hıncına esir olduğumuz bunca şeye?

cevabını bekliyorum.

Görüşmek üzere.


BİR RÜYA MI ZANNETTİN YAŞADIKLARIMIZI?

 

“Kaçırdı elinden vurduğu geyiği,
Öptü yendiği ikincisini,
Üçüncüsü genç bir adamın kalbine kaçtı,
Arasındadır o yeşil yaprakların.”

YALNIZLIĞIN KAÇINCI EVRESİ ÖTEKİŞLEŞTİRME?

“Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni”

Boyumu aşan laflar bırakıyorum buraya, bu konuda herhangi bir eğitimim olmadığını ekleyerek… 

Hani tecrübelerini paylaşmak denir ya, ondan sayın. Haddimi aşarsam af ola.


Balonlarım kaçtı diye ağlayacağım sokaklarda, kötü top oynuyorum diye beni aralarına almayan bebelerin topunu çivileyeceğim, bana çirkinsin diyen o kendini beğenmiş kızın yüzüne bakmadan çekip gideceğim, komşunun camına taş attım diye babamdan bir sürü zılgıt yiyeceğim. Kötü olan ne varsa yaşadığım bu hayatta hepsini düşüneceğim akşam başımı yastığa koyduğumda.

SİZİ ÇOK MUHİM BİRİYLE TANIŞTIRACAĞIM!

 ANLAMIYORSAN, ANLAMI YOK...

Az sakin.

Sizi çok mühim biriyle tanıştıracağım.

Cesarete silah kuşananlar tutkularını giyinmişlerdir üzerine. Zira tutku, cesaretin kılıcı.

Yaşamak; tutkulardan var olma biçimi, hayat da tutkulardan yapılmış geniş bir zaman dilimi.

Tutkular için var olmayacaksak, niye varız öyleyse?

BİR YAZARA BUNU ASLA SORMAYIN!



Bir yazara sorulacak en vasat sorudan bahsedeceğim...

En büyük duygular nutkumuzu tutuklaştıran, tıkanıp kaldığımız, biçare zihinlerimizin karşılarında felce düştüğü duygular değil mi? Yazıp kâğıda bastığımız, konuşup anlattığımız, ağlayarak gülerek bağırarak hatta susarak döktüğümüz duygular, kimindir, kime ya da nereye aittir, kim bilir, kimse bilmesin.

ZAMAN ALDI

KAYNAK

Özle diyor, beni özle.

Saçlarımı, boynumun kokusunu, karşında zangır zangır titreyişimi.

Umursamazlığını senin.  

TARTIŞMAYA AÇIK YARA İZLERİ

Yara İzleri Juan Jose Saer tarafından yazılıp dilimize ilk Gökhan Aksay tarafından çevrildi. Orijinal ismi Cicatrices olan bu kitap 2020 yılında Jaguar Yayınları etiketi ile raflardaki yerini aldı. Kapak görüntüsüyle, dikkat çeken sade bir çalışma. Kitabı bitirdiğinizde, üzerindeki dört izin, romanının ana karakterlerini temsil ettiği hissine kapılıyorsunuz. Hem ilk algı hem de sonradan bıraktığı bu duyguyla yaratıcılığın böylesi güzel kullanılması, sevilesi.